Akrabalık Bağını Kopartmanın Nehyi ve Sıla-i RahimAkrabalık Bağını Kopartmanın Nehyi ve Sıla-i Rahim[1]
43) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allahu Teâlâ mahlukatı yarattı ve bundan sonra akrabalık bağı (rahim) kalkıp Rahmân’ın eteğine yapıştı. Rahmân: “Bırak” diye buyurdu. Akrabalık bağı: “Bu makam benimle ilişkinin kesilmesinden sana sığınma makamıdır.” dedi. Rahmân: “Seni kopartmayanı (Bağları kopartmayanı) Benim kopartmamama, seni kopartanı (Akrabalık bağlarını yerine getirmeyenleri) da Benim kopartmama razı değil misin?” diye buyurur. Akrabalık bağları da: “Elbetteki Ey Rabbim” der. Rahmân’da: “Öyleyse, bu isteğini sana veriyorum” diye buyurur.” Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: “İstiyorsanız: “Demek, otoriterliği, idareyi ele alırsanız, yeryüzünde fesat çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarını bile koparacaksınız?” (Muhammed: 47/22) ayetini okuyun.”[2] v Yine Buhârî’de ( “Allahu Teâlâ mahlukatı yarattı. Bundan feragat edince Akrabalık Bağı: “Bu makam, benimle ilişkinin kesilmesinden Sana sığınma makamıdır” dedi. Rahmân olan da: “Evet. Seni gözeteni Benim gözetmemden, Seni kopartıp (atanı) Benimde kopartmamdan razı değil misin?” diye buyurdu. Akrabalık bağı da: “Elbette ki. Ya, Allah’ım” dedi. Rahmân olan Allah da bunun üzerine: “Öyleyse, istediğini veriyorum” diye buyurdu. Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “İstiyorsanız: “Demek, otoriterliği, idareyi ele alırsanız, yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını bile kopartacaksınız, öyle mi?” (Muhammed: 47/22) ayetini okuyun.” v Yine Buhârî’nin ( “Allahu Teâlâ mahlukatı yarattı. Bundan feragat edince, Akrabalık ayağa kalktı ve Rahmân olan: “Bırak” diye buyurdu. Akrabalık bağı: “Bu makam benimle ilişkinin kesilmesinden Sana sığınılan makamdır.” dedi. Bunun üzerine Yüce Rahmân: “Seni gözeteni Benim de onu gözetmemden, seni gözetmeyip kopartanı Benim de onu kopartmamdan razı değil misin?” diye buyurur. Akrabalık bağı da. “Elbette ki (razıyım) Ya Rabbi!” der. Rahmân’da: “Öyleyse, istediğini sana veriyorum” diye buyurur.” Sonra Ebû Hüreyre (r.a.) dedi ki: “Demek, otoriterliği, idareyi ele alırsanız, yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını bile koparacaksınız, öyle mi?” (Muhammed: 47/22) v Müslim’in ( “Yüce Allah mahlukatı yarattı, ta ki onlardan ferâgat ettiğinde akrabalık bağı ayağa kalktı ve: “Bu makam, benimle ilişkinin kesilmesinden Sana sığınma makamıdır.” dedi. Rahmân da: “Seni gözeteni Benim de onu gözetmemden, seni koparıp atanı Benim de onu kopartmamdan razı değil misin?” diye buyurdu. O da: “Elbetteki (razıyım)” dedi. Rahmân da: “Öyleyse, istediğini veriyorum” diye buyurdu.” Sonra Rasûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “İstiyorsanız: “Demek, otoriterliği, idareyi ele alırsanız, yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını bile kopartacaksınız, öyle mi? İşte böyleleri Allah’ın kendilerini lanetlediği, sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir. Onlar Kur’ân’ı iyiden iyiye düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde kilitler mi var?” (Muhammed: 47/22-24).
***
44) Nebî (s.a.s.) in hanımı Aişe anamızdan (r.ha) rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Akrabalık bağları (cennete) uzanan bir koldur. Her kim onu gözetirse Ben de onu gözetirim, kim de ilişkiyi kopartırsa Ben de onu kopartırım.”[3] v Müslim’de ( “Akrabalık bağları arş’ta asılıdır ve: “Kim Beni gözetecek olursa Allah da onu gözetsin, kim de Beni koparacak olursa Allah da onu kopartsın” der.”
***
[1] Sılayı Rahim: Akrabalık bağlarına riayet etmektir. (Mütercim) [2] Müttefekun aleyh. Lafız Buhârî'ye aittir ( [3] Müttefekun aleyh: Lafız Buhârî'ye aittir ( Önemli Açıklama:
Kadı Iyâz (rh.a.) der ki: “Bağları gözeten, kopartan ve isteyen Rahim’e (Akrabalık bağlarına) gelecek olursak; bu ancak onun bir cisim olmadığını ve buna (cisme) delalet etmeyen bir mana türü olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bir cisim olmayıp bir yakınlık ve nesep olayı ile ilgilidir. Anne karnı olan rahimde olduğu üzere “Rahim” kelimesi de çoğul yapılır ve bir kısmı bir kısmına bitişiktir. Bu bitişiklik olayı Rahim olarak isimlendirilir. Bu rahimin konuşması ve ayağa kalkması konusu ise; gerçek manada olmayıp bir darbı misal ve güzel bir istiâre sanatı yapılmıştır. Öyle ki Araplarda böyle kullanımlar onların adetlerindendir. Demek ki maksat; akrabalık bağlarının yüceliği, konumu ve faziletini yüce görmek ve akrabalık bağlarını kopartmanın da ne kadar büyük (bir günah) olduğunu belirtmektir.” Allah en iyi bilendir. Hadiste geçen: “Rahmânın eteğine yapıştı” kavline gelirsek; bu da yine geçtiği gibi Halik olan Allah’a bağlılığı ifade eden kalıp cümlelerden olup yine benzetme ve istiare sanatı kullanılmıştır. Kimileri de bunun; Müslim’in rivayetinde ( “Rahim (akrabalık bağları Cennete) uzanan bir koldur.” kavline gelirsek; Arap Dili gramercileri: Buradaki “Şicne (kol)” kelimesinin ağacın kolları ve “Şecn” kelimesinin vadi kollarından bir kolun olduğu söylemiştir. Nitekim: “el-Hadîsu zü şecûn” denildiği zaman bunun manası “sözün birbirine girdiği” olarak açıklanmıştır. Hadiste geçen “Minerrahmani (Rahmân’dandır)” kavline gelirsek; akraba bağı manasına gelen Rahîm, ismini Rahmân isminden almıştır. Bu isim ile bir alâka söz konusudur. Yoksa “akrabalık manasında olan Rahim Allah’ın zatındandır.” denilmez haşa. Bu olmaz, Allah (c.c.) bundan münezzehtir. Allah her şeyin en iyisini bilir. Ebû Hüreyre (r.a.) dan gelen bir rivayette Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Akrabalık bağı Rahmân’ın verdiği, (Cennete uzanan) bir koldur. Allahu Teâlâ şöyle buyurur: “Kim seni gözetirse Ben de onu gözetirim, kim de Seni koparırsa Ben de onu koparırım.”[1]
*** |
1328 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |