• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ali.gulhan.58
  • https://www.twitter.com/ali69gulhan
ali gulhan

DOĞRU YOLA ULAŞMAK

DOĞRU YOLA ULAŞMAK

(Ya Muhammed!) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır, olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır, olarak verdiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız. 2/272.

Allah, "Bu, doğrulara doğruluklarının fayda verdiği gündür; ebedi ve temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler onlarındır. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır, bu büyük kurtuluştur" dedi. 5/119.
Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların hükümranlığı Allah'ındır, Allah her şeye Kadir'dir.* 5/120.

İnsanların fırka fırka olacağı, Allah katından kaçınılmaz o günün gelmesinden önce, kendini dosdoğru dine yönelt. 30/43.
Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhine olur. Yararlı iş işleyen kimseler, kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar. 30/44.
Çünkü Allah inanıp yararlı iş işleyenlere lütfünden karşılık verecektir. Doğrusu O, inkârcıları sevmez. 30/45.

Elif, Lam, Mim. 31/1.
Bunlar, iyi davranan kimseler için rahmet ve doğru yol rehberi olan hikmetli Kitap'ın ayetleridir. 31/2-3.

DOĞRU YOLDA OLMAK

Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini İslamiyet'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır. 6/125.
Rabbinin, dosdoğru yolu işte budur. İbret alan kimselere ayetleri uzun uzadıya açıkladık. 6/126.

Bu, dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın. Allah size bunları sakınasınız diye buyurmaktadır. 6/153.
 Sonra, iyilik işleyenlere nimeti tamamlamak, her şeyi uzun uzadıya açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitap'ı verdik. Rablerine kavuşacaklarına belki artık inanırlar.* 6/154

Ey inananlar! Allah'tan sakının ve doğrularla beraber olun. 9/119.

Yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar. 6/116.
Doğrusu Rabbin, yolundan kimin saptığını daha iyi bilir. Doğru yolda olanları da en iyi O bilir. 6/117.

  • Allah insanlardan bir takımını doğru yola eriştirdi, fakat bir takımı da sapıklığı hak etti, çünkü bunlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmiş ve kendilerini doğru yolda sanmışlardı. 7/30.

Allah'ın doğru yola sevk ettiği kimse doğru olur. Saptırdığı kimseler ise, işte onlar yolda mahvolanlardır. 7/178.

 

Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir. 10/57.

(Muhammed'e) "Yüzünü, doğruya yönelmiş olarak dine çevir, sakın ortak koşanlardan olma; sana fayda da zarar da veremeyecek, Allah'tan başkasına yalvarma; öyle yaparsan şüphesiz, zalimlerden olursun" denildi. 10/105-106.
Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir. 10/107.
De ki: "Ey insanlar! Rabbinizden size gerçek gelmiştir. Doğru yola giren ancak kendisi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına olarak sapıtmıştır. Ben sizin üzerinize vekil değilim." 10/108.
Sana vahyedilene uy; Allah hükmünü verene kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir.* 10/109.

Allah doğru yolda olanların doğruluğunu artırır. Baki kalacak yararlı işler Rabbinin katında sevap olarak da daha iyidir, sonuç olarak da daha iyidir. 19/76.

Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür. 11/112.

Yolun eğri olanı da vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.* 16/9.

DOĞRU YOLU İSTEMEK

  • Bizi doğru yola eriştir. 1/6.
    Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.
    1/7.

"Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, gerçek dine, doğruya yönelen ve puta tapanlardan olmayan İbrahim'in dinine iletmiştir" de. 6/161.

DOĞRULUK

  • Öyleyse emir olunduğun gibi dosdoğru ol; (sen de) ve seninle beraber tövbe edenler de (hep doğru olun), aşırı gitmeyin! Zira O, (sizin) yaptıklarınızı görmektedir. 11/112
  • Sonra gelen milletler içerisinde benim için bir sıdk dili (doğrulukta bir anılma) koy. (insanlar beni doğrulukla ansınlar) 42/84
  • De ki Rabbim beni (girdireceğin yere) doğruluk girdirişiyle girdir, beni çıkaracağın yerden doğruluk çıkarışıyla çıkar (beni nereye göndereceksen hoş bir şekilde oraya girdir ve çıkaracağın yerden de hoş bir şekilde çıkar), bana katından yardım eden bir delil ver. 17/80
  • İnananlara Rableri katında kendilerine bir (sıdk) doğruluk kademesi olduğunu müjdele. 10/2
  • Takva sahipleri cennetlerde ırmakların kenarındadır. Güçlü padişahın huzurunda sıdk (doğruluk) koltuklarında memnunluk içindedirler.54/54-55
  • Bu sadıklara, doğrulukların fayda sağlayacağı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O,ndan razı olmuştur. İşte o büyük başarı budur. 5/119
  • Doğruyu getiren ve onu doğrulayanlar, işte korunanlar onlardır. 39/33
  • Ancak sağduyu sahipleri öğüt alır. Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirirler ve anlaşmayı bozmazlar 13/19-20
  • Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. 57/19

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır! 2/177.

  • İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı, edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddîk (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."[2]
  • Ebi'l-Cevzâi rahimehullah anlatıyor: "Hasan İbnu Ali (radıyallahu anhümâ)'ye: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan ne ezberledin?" diye sordum. Şu cevabı verdi:
  • "Aleyhissalâtu vesselâm'dan "Sana şüphe veren şeyi terket, emin olduğun şeye ulaşıncaya kadar git. Zira sıdk (doğruluk) kalbin itminanıdır, yalan şüphedir."[3]
  • Beyhakî yalanın beş mertebesinden bahseder.
  • * Çirkinlikte ve haramlıkta en yüce mertebesi Allah adına söylenen yalandır.
  • * İkinci mertebeyi Resulullah adına söylenen yalan tutar.
  • * Üçüncü mertebedeki gözüne, diline, ve diğer organlarına karşı söylediği alandır.
  • * Dördüncü mertebede valideynine karşı yalanı gelir.
  • * Beşinci mertebe de yakınlarına yaptığı yalandır. Yakınlarına söylediği yalan başkalarına söyleyeceğinden daha ağırdır.


2355 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın