Başa Gelenlerden Dolayı Ölümü İstemenin Doğru OlmadığıBaşa Gelenlerden Dolayı Ölümü İstemenin Doğru Olmadığı 586. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Zira ölmeyi isteyen kimse eğer iyi biriyse, belki daha çok hayır ve iyilik yapar. Şayet kötü biriyse, olabilir ki, tövbe edip Allah’ın rızâsını kazanmaya çalışır.”[1]
Müslim’in Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den bir başka rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Ölüm kendiliğinden gelmeden önce de öleyim diye dua etmesin. İnsan ölünce hiçbir iyilik yapamaz. Mü’minin hayatta kalması iyiliklerini çoğaltır.”[2]
587. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başa gelen bir sıkıntı sebebiyle hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Eğer ölümü istemek zorunda kalırsa şöyle desin: Allahım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece hayat ver. Ölmek benim için daha hayırlı olduğu zaman canımı al!”[3]
588. Kays İbni Ebû Hâzim şöyle dedi: Habbâb İbnü’l–Eret’i hastalığından dolayı ziyaret etmek için yanına gittik. Vücudunu yedi yerden dağlamıştı. Habbâb dedi ki: Eski dostlarımız dünyaya kapılmadan göçüp gittiler. Biz ise o kadar çok mala sahip olduk ki, koyacak yer bulamayıp toprağa gömdük. Şayet Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ölmek için dua etmeyi yasaklamasaydı, Allah’tan canımı almasını isterdim. (Râvi Kays İbni Ebû Hâzim diyor ki:) Bir başka zaman Habbâb’ın yanına gittiğimizde duvar örüyordu. Bize şunları söyledi: Müslüman, Allah için harcadığı her şeyden sevap kazanır. Yalnız şu çamura verdiklerinden eline bir şey geçmez.[4]
* Pek çok hadis kitaplarında geçen bu ve buna benzer hadislerden infak edilen yani her türlü harcamadan dolayı kişi sevap kazanır. Ama bina yapmak toprağa parayı gömmek böyle değildir denmektedir. Ama zaruri olan müstesna, onun dışındakiler kişiye günah kazandırır.[5] buyurulmaktadır. Peygamberimiz, dağlanma insana fazla ızdırap verdiği için bu can yakıcı tedaviyi sevmediğini belirterek yasaklamıştır ve mecbur kalınmadıkça bu yöntemle tedaviye başvurulmamasını istemişti. [6]
[1] Buhârî, Temennî 6; Müslim, Zikir 10. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 31. [2] Müslim, Zikir 13. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 1. [3] Buhârî, Merdâ 19, Daavât 30; Müslim, Zikir 10. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 9; Nesâî, Cenâiz 1, 2; İbni Mâce, Zühd 31. Bu hadis 40 numarada geçmişti. [4] Buhârî, Merdâ 19, Daavât 30, Rikâk 7, Temennî 6; Müslim, Zikir 12. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 40, Nesâî, Cenâiz 2. Benzeri bir rivayet için 1522’ye bakınız. [5] Ebu Davud, Edeb 157. [6] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 201. |
1099 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |