ŞEYTANI KENDİNE DOST EDİNENLER- ŞEYTANI KENDİNE DOST EDİNENLER
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.58/14
- Allah onlara çetin bir azab hazırlamıştır. Onlar ne kötü işler yapıyorlar!58/15
- Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır. 58/16
- Onların ne malları, ne de evlatları, kendilerinden, Allah'dan hiçbir şey savamaz. Onlar ateş halkıdır. Orada ebedî kalacaklardır.58/17
- Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün, dünyada size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını, sanacaklardır. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar. 58/18
- ŞEYTAN ALLAH’I ANMAYI UNUTTURMUŞTUR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar, şeytanın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki şeytanın partisi kaybedecektir.58/19
- Allah'a ve Resulüne düşman olanlar var ya, onlar en alçaklar arasındadırlar.58/20
- ŞEYTANA ALDANANLAIN CEHENNEMDE KENDİLERİNİ SAPTIRANLARLA TARTIŞMASI
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Kâfirler: "Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere." dediler. Fakat o zalimler yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman, birbirlerine söz atarken bir görsen! Bir taraftan zayıf düşürülenler, o büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız biz mutlaka mümin olurduk" derler. 34/31
- Diğer taraftan büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler. 34/32
- O zayıf düşürülenler de o büyüklük taslayanlara: "Hayır, (işiniz) gece, gündüz hilekârlıktı. Çünkü siz bize Allah'ı inkâr etmemizi ve O'na eş koşmamızı emrediyordunuz." derler. Bunlar azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Biz de o kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlardır.34/33
- Onlar, Allah'ın yolundan men ederler ve onu eğriltmek isterler, ahireti de inkâr ederlerdi". 7/45
- Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. 7/46
- ARAFTA, DÜNYADA ALDATANLAR, ALDATTIKLARINDAN KAÇACAK
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- O zaman kendilerine uyulanlar, azabı görünce kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar. Ve aralarındaki bağlar kopacaktır. Ve uyanlar: ‘keşke dünyaya tekrar dönüş olsaydı da, onların bizden uzaklaştığı gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık’ derler. Böylece Allah onlara amellerini pişmanlık halinde gösterir. Ve onlar ateşten çıkamayacaklar.2/166-167
- Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler. 7/47
- A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı".7/48
- İNSANLARI HAKİKATTEN ÇEVİRENLER ZAN İLE HAREKET EDERLER
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez. 53/28
- Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir.53/29
- HEVA VE HEVESİNE UYMAK
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- (Ey Muhammed!) Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah'ın kendi ilmi dahilinde saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun? Şimdi onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz? 45/23
Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri kendisine güzel gösterilmiş de heveslerinin peşine düşmüş kimseler gibi olur mu? 47/14 Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.53/ 23 - HEVASINA UYAN SENİ İMANDAN ALIKOYMASIN
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- O’na (kıyamete) iman etmeyen ve hevasına uyan, seni O’na (kıyamete) iman etmekten alıkoymasın.20/16
- KUR’AN’I ANLAMAK İSTEMEYENLER, KALPLERİ MÜHÜRLENENLER
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir. 47/16.
- Doğru yolu bulanların ise Allah doğruluklarını artırır, onların karşı gelmekten sakınmalarını sağlar. 47/17.
- Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar? 47/18.
HIRISTİYAN VE YAHUDİLERE UYMA - RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Kendi dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden asla hoşnud olmayacaklardır. De ki: "Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur". Sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, and olsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur. 2/120.
- Ey İnananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha yakındır. Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır. 4/135.
- Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez. 5/51.
- KÂFİRLERİN HEVA VE HEVESİNE UYMA
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Kuran'ı, önce gelen Kitap'ı tasdik ederek ve ona şahit olarak gerçekle sana indirdik. Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet; gerçek olan sana gelmiş bulunduğuna göre, onların heveslerine uyma! Her biriniz için bir yol ve bir yöntem kıldık; eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı, fakat bu, verdikleriyle sizi denemesi içindir; o halde iyiliklere koşuşun, hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirir. 5/48
- ONLAR KUR’AN’IN BİR KISMINDAN SAPTIRMAK İSTİYORLAR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- O halde, Allah'ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet, Allah'ın sana indirdiği Kuran'ın bir kısmından seni vazgeçirmelerinden sakın, heveslerine uyma; eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah bir kısım günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. İnsanların çoğu gerçekten fasıktırlar. 5/49.
- Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren kim vardır?* 5/50.
- DOĞRU YOLDA OLANI SAPTIRAMAZLAR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Ey İnananlar! Siz kendinize bakın; doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir. 5/105.
- NAMAZI TERK ETTİLER NEFSİN İSTEKLERİNE UYDULAR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Onlardan sonra yerlerine öyle kötü bir nesil geldi ki, onlar namazı terk ettiler, nefsin isteklerine uydular. Onlar yakında (cehaletten kaynaklanan cehennemin) gayyasına uğrayacaklar.19/59
- HAK ONLARIN HEVASINA UYSAYDI
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Eğer gerçek onların heveslerine uysaydı, gökler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi. Onlara, kendilerine öğüt veren bir şey getirdik; onlar ise öğütlerinden yüz çevirirler. 23/71.
- ALLAH’IN SAPTIRDIĞINA KİM HİDAYET VEREBİLİR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Hayır; zulmedenler, körü körüne kendi heveslerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığı kimseleri kim doğru yola eriştirebilir? Onların yardımcıları da yoktur. 30/29.
- PEYGANBER HEVASINDAN KONUŞMAZ
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- O, kendiliğinden konuşmamaktadır. 53/3.
Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir. 53/4. - NEFSİNİN HEVASINA UYMAYANIN VARACAĞI YER CENNETTİR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir. 79/40-41.
- ÜMMETİN BÖLÜNME TEHLİKESİ
- PEYGANBERİMİZ S.A.V. BUYURUYOR
- HABERİNİZ OLSUN! SİZDEN ÖNCE EHL-İ KİTAP, YETMİŞ İKİ MİLLETE (DİNE) BÖLÜNDÜLER. BU ÜMMET İSE YETMİŞ ÜÇ FIKRAYA BÖLÜNECEK. BUNLARDAN YETMİŞ İKİSİ ATEŞTE, SADECE BİRİ CENNETTEDİR. BU DA (EHL-İ SÜNNET VEL-CEMAATTİR) ÜMMETİMDEN BİR KISIM GRUPLAR ÇIKACAK, BUNLARI BİD’ATLAR İSTİLA EDECEK, TIPKI KUDUZUN, BUNA YAKALANAN KİMSEDE HİÇ BİR DAMAR, HİÇ BİR MAFSAL BIRAKMAYIP HER TARAFINI SARDIĞI GİBİ, BU BİD’AT DA ONLARIN HER HALLERİNE SİRAYET EDECEK. HADİS.
- ARZULARINIZ İSLAM’A UYMADIKÇA
- ARZULARI BENİM GETİRDİĞİM (İSLAM GERÇEĞİN)’E UYMADIKÇA HİÇ BİRİNİZ (OLGUN) MÜMİN OLAMAZ. HADİS.
- NEFSİNİ KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN CENNETTEDİR
- KİM RABBİNİN AZAMETİNDEN KORKUP NEFSİNİ, HEVESLERİN SEVK ETTİĞİ KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYMUŞSA, VARACAĞI YER ELBETTE CENNETTİR. HADİS.
- DÜNYA HAYATINA ALDANANLARA EN GÜZEL ÖRNEK KARUN
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: "Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez." 28/76
- "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez." 28/77
- Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi." demiştir. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helak etmişti. Günahkarlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir). 28/78
- Derken Karun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar, "Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydı. Hakikat şu ki o, çok büyük devlet sahibidir" dediler. 28/79
- Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, şöyle dediler: "Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükafatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir." 28/80
- Derken biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek taraftarları olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.28/81
- Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler de: "Demek ki Allah kullarından dilediğine rızkı çok da, az da verir. Şayet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar iflah olmazmış" demeye başladılar. 28/82
- İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir.28/83
- Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.28/84
- DÜNYAYI İSTEYENE DÜNYA, AHİRETİ İSTEYENE AHİRET NİMETİ
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Hem Nuh'tan sonra nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını bilmek ve görmekte Rabbin yeter.17/17
Her kim peşin isterse, dünyada ona, istediğimiz kimseye, dilediğimiz kadarını peşin veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız; kınanmış ve(rahmetimizden) kovulmuş olarak oraya girer. 17/18 - Kim de ahireti isterse ve mümin olarak kendine yaraşır bir çaba ile onun için çalışırsa, öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir. 17/19
- Hepsine; (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. İSRA 17/20
- Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi? 28/60
- Şu halde, kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz, ardından ona kavuşan kimse, (sırf) dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet gününde (azab için) huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir? 28/61
- Size verilen herhangi bir şey sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar ise iman edip sadece Rablerine güvenen kimseler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır. 42/36
- Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz. Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız. 3/145.
- Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. 87/16
- Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır. 87/17
- DÜNYA HAYATI OYUN VE EĞLENCEDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- “Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise elbette (asıl yaşanacak) ebedi hayat odur, keşke bunu bilselerdi.”Ankebut 64
- Eğer insanlar küfre sapan bir ümmet haline gelmeyecek olsalardı, biz O Rahman olan Allah'ı inkâr eden kimselerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine çıkacakları merdivenler yapardık. 43/33
- Onların evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık.43/34
- Daha nice altın ziynetler verirdik. Çünkü bunların bizce hiçbir kıymeti yoktur. Bütün bunlar dünya hayatının geçici menfaatinden başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir. 43/35
- KENDİLERİNE ŞEYTAN MUSALLAT EDİLİR, KENDİLERİNİ DOĞRU YOLDA SANIRLAR
- RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Her kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur.43/36
- Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.43/37
- Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: "Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der. 43/38
- Onlara: "Bugün pişmanlık duymanız size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Çünkü siz zulmettiniz. Şimdi de hepiniz azapta ortaksınız." denir.43/39
|