SESLİ ZİKİR
SESSİZ ZİKİR
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak ve gizlice sabah akşam zikret ve gafillerden olma.7/205
Doğrusu Rabbinin katında olanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmezler, O'nu tenzih ederler ve yalnız O'na secde ederler.* 7/206.
O evlerde, sabah akşam Allah'ın yüceliğini ve kudretini dile getiren öyle kimseler vardır ki, bunları ne ticaret, ne de kazanma hırsı, Allah'ı anmaktan ve namaza devamlı ve duyarlı olmaktan ve zekat vermekten alıkoyabilir." (Nur: 24/37)
De ki: "İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O'nundur." Namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut. 17/110.
TÜM VARLIKLAR ALLAH’I TESBİH EDERLER
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi, dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tespih ettiklerini? Her biri kendi tespihini ve duâsını bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir. 24/41
Onların söylediklerine sabret; güçlü kulumuz Davud'u an; o, daima Allah'a yönelirdi. 38/17.
Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi. 38/18-19.
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır. 17/44
Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar O'nundur.
Katında olanlar O'na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar.
Gece gündüz (hep Allah'ı) tesbih ederler, usanmazlar. 21/19-20
n Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar. (SECDE AYETİ)22/18
n İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?
n Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.57/16-17
n Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir. 59/1
n Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir. 61/1
n Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir. 62/1
MELEKLERİN ZİKRİ
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
Nerde ise gökler O'nun azametinden tâ üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar. Melekler Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.42/5
RİYADAN KAÇINMA
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA
- Gerçek şu ki, münafıklar (sözde) allah’ı aldatmaktadırlar. Oysa o, onlara aldat(malarıyla başbaşa koy)andır. Namaza kalktıkları zaman isteksizce kalkarlar. İnsanlara karşı riya (gösteriş) yaparlar ve allah’ı çok az anarlar.4/142
- Eğer sadakaları aşikar verirseniz o ne güzel. Eğer onları gizler, fakirlere verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 2/271
- Şu namaz kılanların vay haline ki onlar, namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmezler, ona önem vermezler). Gösteriş (İÇİN İBADET) yaparlar. 107/4-7
-
“KULUN HALKIN BEĞENİSİ İÇİN DEĞİL, YALNIZ ALLAH RIZASI İÇİN YAPTIĞI İBADETTE KURTULUŞ BULUNDUĞU. Hadis.
- “ALLAH BUYURUR Kİ: KİM BENİM İÇİN YAPTIĞI BİR İŞE BENDEN BAŞKASINI ORTAK EDERSE ONUN ŞİRKİYLE BAŞ BAŞA BIRAKIRIM. BEN ORTAKLIKTAN UZAĞIM, ZENGİNLERİN ZENGİNİYİM.Hadis.
- "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü ilk çağrılacaklar, Kur'ân-ı ezberleyen biri, Allah yolunda öldürülen biri ve bir de çok malı olan biridir. Allah Teâlâ Hazretleri Kur'ân okuyana:
- "Ben Resûlüme inzal buyurduğum şeyi sana öğretmedim mi?" diye soracak. Adam:
- "Evet yâ Rabbi!" diyecek.
- "Bildiklerinle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teâlâ tekrar soracak.Adam:
- "Ben onu gündüz ve gece boyunca okurdum" diyecek. Allâhu Teâlâ Hazretleri:
- "Yalan söylüyorsun!" diyecek. Melekler de ona:
- "Yalan söylüyorsun!" diye çıkışacaklar. Allahu Teâlâ Hazretleri ona:
- "Bilakis sen, "Falanca Kur'an okuyor" densin diye okudun ve bu da söylendi" der.
- Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:
- "Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?" der. Zengin adam, "Evet yâ Rabbi" der.
- "Sana verdiğimle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teâlâ sorar. Adam:
- "Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim" der. Allâhu Teâlâ Hazretleri:"
- Bilakis sen: "Falanca cömerttir" desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi" der.
- Sonra Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:
- "Niçin öldürüldün?" diye sorar. Adam:
- "Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım" der. Hakk Teâlâ ona:
- "Yalan söylüyorsun!" der. Ona melekler de:"Yalan söylüyorsun!" diye çıkışırlar. Allah Teâlâ Hazretleri ona tekrar:
- "Bilakis sen: "Falanca cesurdur" desinler diye düşündün ve bu da söylendi" buyurur. Sonra (Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ebû Hüreyre'nin dizine vurup):
- Sonra (Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ebû Hüreyre'nin dizine vurup):
- "Ey Ebû Hüreyre! Bu üç kimse, Kıyamet günü, cehennemin, aleyhlerinde kabaracağı Allah'ın ilk üç mahlûkudur!" dedi.
- "Şüfey der ki: "Ben Ebû Hüreyre'den aldığım bu hadisi, Hz. Muâviye'ye haber verdim. Bunun üzerine: "Böylelerine bu muâmele yapılırsa, insanların geri kalanlarına neler yapılır?" dedi ve Hz. Muâviye şiddetli bir ağlayışla ağlamaya başladı, öyle ki helak olacağını zannettim. Derken bir müddet sonra kendine geldi, yüzündeki (gözyaşlarını) sildi. Ve şunları söyledi:
- "Allah ve Onun Resûlü doğru söylediler: "Dünya hayatını ve onun zinetini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz. Onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İşte âhirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zâten yapmakta oldukları da bâtıldır"
- "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Kim âlim geçinmek, sefihlerle münâzara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."
- "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün: "Hüzün kuyusundan Allah'a sığının!" buyurdular. Oradakiler:
- "Ey Allah'ın Resûlü! Hüzün kuyusu da nedir?" diye sordular.
- "O, dedi, cehennemde bir vâdidir; cehennem, o vâdiden her gün yüz kere Allah (c.c)'a sığınma taleb eder."
- "Ey Allah'ın Resûlü! denildi, oraya kimler girecek?"
- "Oraya dedi, amellerinde riya yapan kurrâlar girecektir!..."
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ahir zamanda, dinle dünyayı taleb eden insanlar zuhur edecek. Bunlar, insanlar(a iyi görünüp, onları aldatmak) için öyle bir yumuşaklığa bürünürler ki koyun postu yanlarında kaba kalır. Diller de baldan daha tatlıdır. Ancak kalbleri kurtlarınkinden vahşidir. Cenâb-ı Hakk (bunlar için) şöyle diyecektir: "Beni aldatmaya mı çalışıyorsunuz, yoksa bana karşı cürete mi yelteniyorsunuz? Zât-ı Akdesime yemin olsun, bunlar üzerine, kendilerinden çıkacak öyle bir fitne göndereceğim ki, içlerinde halîm olanlar bile şaşkına dönecekler."
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allahu Teâlâ Hazretleri diyor ki: "Ben ortakların şirkten en müstağnî olanıyım. Kim bir amel yapar, buna benden başkasını da ortak kılarsa, onu ortağıyla başbaşa bırakırım."
- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde, Allah nazarında en kötü olanlardan bir kısmını da iki yüzlülerin teşkil ettiğini göreceksiniz. Bunlar bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle giden insanlardır."
- "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kimin dünyada iki yüzü varsa kıyâmet günü, ateşten iki dili olacaktır."
- Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü bir adam getirilip ateşe atılır. Karnındaki barsakları dışarı çıkar. Onları, eşeğin değirmen taşını dönderdiği gibi dönderir. Derken, cehennem ahâlisi etrafında toplanır ve: "Ey fûlan, sen dünyada iken (bize) ma'rufu emderip, münkerden nehyetmiyor muydun?" derler. O: "Evet, ma'rufu emrederdim ama kendim yapmazdım, münkeri yasaklardım ama kendim yapardım" diye cevap verir."