ÖNCE AHLAK VE MANEVİYATGÜZEL AHLAK ÜZERİNE AYET MEALLERİ RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA “Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin.” BAKARA129 “Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.” BAKARA151 “Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız.” BAKARA172 “Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” BAKARA232 “Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır.” AL-İ İMRAN 77 “ Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.” AL-İ İMRAN 164 “Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Onlara kıl kadar zulmedilmez.” NİSA 49 “Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, Allah’ın âyetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allah’ın razı olduğu yerlere] harcarlar.” [Enfal 2-3] “Bu, Allah'ın bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmemesinden dolayıdır. Gerçekten de Allah hakkiyle işiten, herşeyi bilendir.” Enfal 53 “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, şunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkmazdı. Fakat Allah, dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.” NUR 21 “Orada kimse bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranıştır. Allah, yaptığınızı bilir. NUR 28 (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.” NUR 30 “O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi. Oysa onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.” CUMA'A : 2 “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” KALEM : 4 “Ne bilirsin, belki o temizlenecek?” ABESE : 3 “Onun temizlenmemesinden sana ne?” ABESE : 7 “Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur.” ŞEMS : 9 * “O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.” LEYL : 18 “Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini temizlersin, tertemiz edersin. Bir de haklarında hayır dua et. Çünkü senin duan kalblerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.” TEVBE : 103 “Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini uyandırdık da içlerinden bir sözcü şöyle dedi: "Ne kadar durup kaldınız?" (Kimi) "Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık" dediler. (Kimi de) şöyle dediler: "Ne kadar durduğunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size azık getirsin. Hem çok dikkatli davransın ve sizi kimseye sezdirmesin." KEHF SURESİ19 “Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi. KEHF SURESİ74 Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi.” MERYEM : 19 “ Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır.” TAHA : 76 “Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırısın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah'adır.” FATIR : 18 “Müminler, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş ve lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8] (Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.” [Rad 20-22] “Büyük günahlardan ve hayasızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.” [Şura 37,38] “İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini, and olsun, örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandırırız.” [Ankebut 7] “Allah onların [müminlerin] kötülüklerini örter, onlara işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.” [Zümer 35] “Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vaad etmiştir.” [Feth 29] “Elbette müminler kardeştir” [Hucurat 10] Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, inananları şöyle tarif etmektedir: “Rahim olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve tevazu ile yürürler Cahiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık ve selamet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük bir yumuşaklık gösterirler] Onlar geceleri secde yapar ve kıyâmda dururlar [namaz kılarlar] Onlar, “yâ Rabbi, Cehennem azabını bizden uzaklaştır Cehennem azabı devamlıdır ve çok şiddetlidir Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır” derler Bir şey verdikleri zaman, israf etmez, cimrilik de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar Kimsenin hakkını yemez, Allah’a şerik koşmaz, Ondan başkasına yalvarmazlar Allah’ın dokunulmasını haram ettiği cana kıyıp, haksız olarak kimseyi öldürmez, zina etmezler Bunlardan birini yapanın Kıyamette azabı kat kat olur, orada zelil ve hakir olarak ebedi bırakılır Ancak, Allah, tevbe eden ve doğru iman eden ve ibadet ve faydalı iş yapanların kötülüklerini iyiliğe çevirir Allah, af ve merhamet sahibidir Tevbe edip, amel-i salih işleyen, Allahü teâlâya [tevbesi makbul ve Onun rızasına kavuşmuş olarak] döner Onlar yalan yere şahitlik yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden kaçınırlar Kendilerine âyetler okunduğu zaman, kör ve sağır davranmazlar, [dikkat ile dinleyip bu âyetlerle kendilerine yapılması emredilen şeyleri yaparlar]” [Furkan 63-73] “Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır” [Hücurat 13] RAMİZÜL EL EHADİSDEN HADİSLER Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) 245. 7 Mü’minin mizanında en ağır basacak şey, güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder. Hz. Ebud Derda (r.a.) Bilir misiniz, insanların cennete girmelerini en çok sağlayan şeyler nelerdir? Allah korkusu ve güzel ahlaktır. Bilir misiniz, insanların cehenneme girmelerine en çok sebep olan şey nedir? İki aralıktır; Ağız (diliyle günah işlemesi) ve bacak arasıdır (yani zina yapması). Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) Her şeyin tövbesi vardır. Fena ahlak sahibinin yoktur. Zira o kimse günahtan tövbe etmez de, onu daha şiddetle işler. Hz. Aişe (r.a.) Aklın başı; Allah’a imandan sonra, haya (utanmak) ve iyi ahlaktır. Hz. Enes (r.a.) Allah’a imandan sonra, aklın başı; insanlarla muhabbetli bulunmaktır. Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) Allah Teala şu kulu sever: Sattığında müsamahalı, aldığında müsamahalı, borcunu ödemede müsamahalı ve alacağını talepte de gene müsamahalıdır. Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) Bir meclisin baş köşesinden aşağısına razı olmak, Allah için tevazudan sayılır. Hz. Talha (r.a.) Allah (z.c. hz.)i her şeyde rıfk ve mülayemeti (yumuşak huyluluk) sever. Hz. Aişe (r.a.) Rıfk (mülayım olmak) ve rıfk ile muamele etmek uğurluluk, şiddetle muamele etmek de uğursuzluktur. Cenabı Hak bir evin hayrını murad ettiğinde, onlara rıfk kapısını açar. Rıfk nerede bulunursa orasını zinetlendirir. Şiddet ise orası için leke olur. Hz. Aişe (r.a.) Cennette altından bir direk ve üzerinde zebercetten şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler. Ve bunlar; Allah rızası için birbirlerine muhabbet edenler içindir. Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah'ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz. Allah uğrunda birbirine muhabbet eden kimseler, O’nun gölgesinden başka gölge olmayan günde, O’unu Arş-ı Alâsının gölgesindedirler. Kendilerine nurdan kürsüler kurulur. Onların Rableri ile olan meclislerine, Peygamberler, sıddıklar ve şehidler bile imrenirler. (Hz. Muaz İbni Cebel r.a.) Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular. Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder. Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar. Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz. Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın. Mü’minler birbirlerine muhabbetli ve hayırlıdır, evleri ve bedenleri ayrı olsa da. Facirler ise birbirlerini aldatıcıdırlar. Evleri ve bedenleri toplu olsa da. Ve birbirleriyle mücadele ederler. (Hz. Enes r.a.) Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık, laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere. Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin. Allah yoluna birbirlerini sevenler, arşın gölgesinden başka gölge olmayan o günde, arşın gölgesindedirler. Nurdan münberler üzerinde. Onların mekanlarına Nebiler ve Sıddıklar gıbta ederler. (Hz. Muaz r.a.) Sufyan bin abdullah es-sakafi'den (r.a) şöyle rivayet edilir. Resulallah'a (a.s.m) Ya rasulallah,en çok neden korkmalı ve endişe etmeliyim? diye sordum. Resulallah (a.s.m) dilini tuttu ve ''İŞTE BU!'' diye buyurdu. ''Hangi halde bulunursan bulun,Allahtan kork.Yaptığın kötü bir işin arkasından bir iyilik yap ki, o, onu yok etsin.İnsanlara güzel ahlakla muamele et,iyilikle davran'' Kuvvetli kimse güreşte başkalarını yenen değil,öfke halinde nefsine hakim olandır Küçüklerimize şefkat,büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir Her duyduğunu söylemesi,kişiye günah olarak yeter Hiç kimse öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin' Allah yolunda muhabbet edenler, Arşı Alâ etrafında yakuttan kürsüler üzerinde olurlar. (Hz. Ebu Eyyub r.a) Ahlakınızı güzelleştiriniz) [İbni Lal] (Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim] (Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlak dilerim.) [Harâiti] (Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.) [İ. Hibban] (Allahü teâlâ indinde kötü ahlaktan büyük günah yoktur. Çünkü, kötü ahlaklı bir günahtan tevbe edip kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit günahtan kurtulamaz.) [İsfehani] (Bir kimse tevbe ederse, tevbesini Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ahlaklı kimsenin tevbesi makbul olmaz. Zira bir günahtan tevbe ederse kötü ahlakı sebebiyle, daha büyük günah işler.) [Taberani] (Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki] (Din, güzel ahlaktır.) [Deylemi] (Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır.) [Tirmizi] (Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.) [Harâiti] (Bir müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur.) [İ. Ahmed] (Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur.) [Taberani] (Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim] (Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) [Müslim] (En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari] (Yumuşak olan kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi] (Cehenneme girmesi haram olan ve Cehennemin de onu yakması haram olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse insanlara kolaylık, yumuşaklık gösterendir.) [İ. Ahmed] (Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse gibidir. Durdurmak isterse hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse hayvan oraya koşar.) [Ebu Davud] (Cennete götüren sebeplerin başlıcası, Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu olmaktır. Cehenneme götüren sebeplerin başlıcası da, dünya nimetlerinden ayrılınca üzülmek, bu nimetlere kavuşunca sevinmek, azgınlık yapmaktır.) [Tirmizi] (İnsan, güzel huyu ile, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. [Nafile] İbadetlerle bu derecelere kavuşamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağısına sürükler.) [Taberani] (İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır.) [İbni Ebiddünya] (Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlak, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm.) [Nesai] (Dünyada veya ahirette özür dilemek zorunda kalacağın söz ve hareketten uzak durmaya çalış!) [Hakim] (Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da, dili ile kimseyi incitmeyen, şaka ile veya yanındakileri güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi huylu olan müslüman Cennete girecektir.) [Tirmizi] (Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Konuşunca doğru söyleyen, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken.) [İ.Ahmed] (Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size gönderdiğim İslam dininden razıyım, [bu dini kabul edip, bu dinin emir ve yasaklarına riayet edenlerden razı olur, onları severim.] Bu dinin tamam olması, ancak cömertlikle ve iyi huylu olmakla olur. Dininizin tamam olduğunu her gün, bu ikisi ile belli ediniz!) [Taberani] (Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, günahları eritir, yok eder. Sirke balı bozup yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, ibadetleri bozup yok eder.) [Taberani] (Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım etmez.) [Taberani] (Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [Tirmizi] (Yavaş, yumuşak davranmak, Allahü teâlânın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve ağırbaşlı olmaktır.) [E.Ya’la] (Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever.) [İsfehani] (Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur.) [İ.E.dünya] Bir kimse Resulullah efendimizden nasihat istedi, (Kızma, sinirlenme) buyurdu. Birkaç kere sordu, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu. (Buhari) (Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim] "iman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır." Aişe radıyallahu anha. Tirmizî. "Kıyamet günü, müminin terazisinde, güzel ahlâktan daha ağır bir şey yoktur. Allah teâlâ, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder." Ebû Derda radıyallahu anh. Tirmizî. "içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır. Onlar büyüklük taslayan kimselerdir." Câbir radıyallahu anh. Tirmizî. Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle. Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer. Müminin mizanında en ağır basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder" İmanın kemali, güzel ahlakladır. Güzel ahlak hataları eritir. Suyun buzu erittiği gibi. Fena ahlak ta ameli bozar. Sirkenin balı bozduğu gibi. (Hz.İbni Abbas r.a.) Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz." Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur. Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler. (Nesai kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 374) (Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir) [Buhari] (Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır Her işte Allah’ın rızasını gözetir Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar) [Deylemi] (Mümin, koku satan kimse gibidir Yanında otursan için açılır Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün Onun her işi faydalıdır) [Taberani] (Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul olunduğu gibi, müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır) [Buhari] (Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır yoktur) [Beyheki] (Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar) [Deylemi] (Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz) [Hakim] (Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir) [Beyheki] (Mümin, yumuşaktır, hafiftir Munis bir deve gibi boyun eğer, "Ih" denince, yer sert olsa da çöker) [Beyheki] (Mümin sert değildir Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir) [Deylemi] (Mümin geçim ehlidir Arkadaşına rahatlık verir Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir) [Dare Kutni] (Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir) [Dare Kutni] (Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz) [Buhari] (Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki müslüman olasın) [Harâiti] (Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin Bunun tersi olursa kötü haldesin!) [Beyheki] (Güzel huy gibi asalet, tedbirli olmak gibi akıllılık olmaz) [İbni Mace]
|