• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ali.gulhan.58
  • https://www.twitter.com/ali69gulhan
ali gulhan

İLGİLİ AYETLER VE TESETTÜR

YARATILIŞ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

  • Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O'dur. Tayin edilen bir ecel de (kıyamet zamanı) O'nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz. 6/2
  • Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.15/26

Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a şöyle dua ettiler: "Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız." 7/189

  • İşte görüleni de görülmeyeni de bilen, her şeye gücü yeten, çok merhametli olan O'dur. 32/6
  • Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O'dur.32/7
  • Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır. 32/8
  • Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!32/9

Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı. O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur. Kendisine ömür verilenin de ömrünün uzatılması da, ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır. 35/11

  • And olsun biz insanı, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çıkarılmış çamurdan) yarattık. 23/12
  • Sonra onu emin ve sağlam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik. 23/13
  • Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattık, derken o alakayı bir mudga (bir çiğnem et parçası halinde) yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir. 23/14
  • Sonra siz bunun ardından, muhakkak ki öleceksiniz.23/15
  • Sonra da siz, şüphesiz, kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.23/16
  • "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)." 40/67
  • O, hem yaşatır, hem öldürür. O, bir şey yapmak isteyince ona sadece "ol!" der, o şey de hemen oluverir. 40/68

 

ALLAH’TAN KORKUN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir. 4/1

MÜKELLEFLİK

(ALLAH’A KARŞI SORUMLULUK)

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkeklerle Allah-'ı çok zikreden kadınlar var ya, işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. 33/35

EŞİT MÜKELLEFLİK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Çünkü Allah münafık erkeklerle münafık kadınlara, müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azab edecek, mümin erkeklerle mümin kadınların da tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 33/73

 

ALLAH’IN HÜKMÜNE RAĞMEN TERCİH HAKKI YOK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.33/36

KADINLARIN BEY’ATI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bey'at ederlerse onların bey'atlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.60/12

 

ERKEKLER NEDEN AİLE REİSİDİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. 4/35

EVLENME

KİMLERLE EVLENİLECEĞİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır. 5/5

EVLENMEDE MEHİR ŞARTI VE KARŞILIKLI RIZA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 4/24

MEHİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.  4/4

 

HÜR KADINLARA GÜCÜNÜZ YETMİYORSA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir). 4/25

ADİL OLUN
BİR EŞLE YETİNMEK
DAHA HAYIRLIDIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Öksüzlere mallarını verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle değiştirmeyin. Onların mallarını, kendi mallarınıza karıştırıp yemeyin. Zira bu, büyük bir günahtır.4/2

Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.4/3

IRZLARINI KORUYAN

ZİNADAN KAÇINAN ERKEKLER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Onlar ki ırzlarını korurlar. 70/29

Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. 70/30

Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.70/31

KINANMIŞ DEĞİLLERDİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir,

Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler,

Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler,

Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,

Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

Şu halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir.23/1–7

MÜMİN OLAN KAFİR
 OLAN KOCASINDAN AYRILAN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir. 60/10

MÜMİN ERKEKLERİN KADINLARININ
KAFİRLERE KAÇMASI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. 60/11

MÜŞRİKLERLE
 EVLENMEYİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar. 2/221

EVLİLİKTE
DENKLİK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır. 24/26

HARAM OLAN
 KADINLAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz. Şüphe yok ki o, pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti.4/22

Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir. Şüphesiz ki Allah gafur (çok bağışlayıcı) ve çok merhamet edicidir. 4/23

Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı.4/24

 

TAKVA ELBİSESİ DAHA HAYIRLIDIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey Âdemoğulları, muhakkak size çirkin yerlerinizi örtecek ve sizi süsleyecek elbise indirdik. Takva elbisesi ise işte o, daha hayırlıdır. İşte bu, Allah’ın ayetlerindendir ve öğüt almaları içindir.7/26

İFFETİNİZİ
KORUYUN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

 (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.24/30

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.24/31

BOŞADIĞIN KADINDAN VERDİĞİN MEHRİ GERİ ALMAMAK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bir eşin yerine başka bir eşi almak isterseniz, birincisine bir yük altın vermiş olsanız bile ondan bir şey almayın. İftira ederek ve apaçık günaha girerek ona verdiğinizi geri alır mısınız? 4/20.
Nasıl alırsınız ki siz birbirinize katılmıştınız ve onlar sizden sağlam teminat almışlardı. 4/21.

AÇIKLAMA
Bir kadınla evlenip birleşen veya birleşecek bir ortamda baş başa kalan (halvet olan) koca, onu boşadığı takdirde mehrin tamamını öder. Ayette “birbirinizle haşır-neşir olduğunuz” denilerek bunlara işaret edilmiştir. Birleşme ve halvet olmadan boşanma halinde ise, kadın mehrin yarısına hak kazanmış olur.

CAHİLİYE ADETİNİ TERK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Babalarınızın evlendikleri kadınlarla evlenmeyin, geçmişte olanlar artık geçmiştir çünkü bu bir fuhuş ve igrenç bir şeydi, ne kötü yoldu!* 4/22.

AÇIKLAMA
İslam öncesi Arapların üvey anneleri ile evlenme şeklinde çirkin bir adetini daha ortadan kaldıran bu ayetten sonra müslümanların, başka kimlerle evlenmelerinin caiz olmadığını açıklamak üzere şöyle buyuruluyor.

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. 4/23.
AÇIKLAMA
Ayetin “nikahlanıp da birleşmediğiniz kadınların kızları ile evlenmenizde mahzur yoktur” mealindeki kısmından maksat, anası nikah altında iken onun kızını da almak değildir. Caiz olan, bir erkeğin nikahlanıp da kendisi ile birleşmeden boşadığı kadının başkasından olma kızı ile evlenmedir. Ayette evlenilmesi kesin olarak yasaklananlar dışında kalan akraba ile evlenmek, bazı şart ve zaruretler icabı caiz kılınmış olmakla beraber, hadisler akraba olmayanlarla evlenmeyi tavsiye etmiştir
.

TESETTÜR
(ÖRTÜNME VE KORUNMA)

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

 (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.24/30

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. …başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.24/31

Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.7/27

 

KADINLARIN KORUNMAK İÇİN DIŞARI ÇIKTIKLARINDA DIŞ ELBİSESİ ALMASI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 33/59

CİLBAPSIZ
DIŞ ELBİSESİZ
GÖRMELERİNDE MAHSURU OLMAYAN KİMSELER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

…Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. …24/31

MAHREM OLAN
AKRABALAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar. 24/61

DIŞ ELBİSESİNİ
ÇIKARABİLECEKLER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların ise, zinetlerini (yabancı erkeklere) göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir. 24/60

PERUK TAKMA

Diyanet İşleri Başkanlığı üniversitelerde yaşanan türban sorununa karşı getirilen peruk takma teklifine onay vermedi. Başkanlık, türban yarine peruk takmanın kandırmaca olduğunu, bunun ise Peygamberimiz tarafından kınandığını bildirdi.

09 Nisan 2005 Cumartesi 00:49

ERKEK VE KADINLARIN BİRBİRİNE BENZEMEYE ÇALIŞMASI

  • RaviAbdullâh B. Abbâs Şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Nebî Salla`llahu aleyhi ve sellem erkeklerden kadınlaşanlara, kadınlardan da erkekleşenlere lâ`net etti (ilendi). Ve: Bu makule kimseleri evinizden kovunuz, buyurdu. (160) Hadis

TESETTÜRÜN ÖLÇÜSÜ

  • Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Esma  Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhümâ), üzerinde ince bir elbise olduğu halde  Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ondan yönünü ters  istikamete çevirdi ve:
  • "Ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!" dedi ve yüzü ile ellerini işaret etti." [Ebu Davud, Libas 34, (4104).][3]
  • AÇIKLAMA:
  • Bu hadis, fitneden emin olunduğu takdirde, büluğa ermiş yabancı kadının el ve yüzüne bakılmasının caiz olduğunu ifade eder. Nur suresinde geçen "Zinetlerini de açmasınlar, ancak görünenler hariç" ayeti de  bu manaya delil kılınmıştır. Celaleyn Tefsiri'nde zinetten istisna edilen yerlerin eller ve yüz olduğu belirtilir. Şafii hazretleri, yabancı kadının yüz ve ellerine bakmanın fitne tehlikesi taşıdığı için haram olduğunu da söylemiştir. Buradaki istisnadan maksadın yüz ve eller olduğuna dair İbnu Abbas'tan da rivayet gelmiştir. İbnu Abbas'ın bir rivayetinde bu açıklama Resulullah'a aittir.

ERKEKLERE İPEK
ELBİSE HARAM

RaviÖmer B. El-hattâb Rivâyete göre, Resûlu`llah Salla`llahu aleyhi ve selem: Harirden (hâlis ipek elbîse geymekten) nehyetmiştir. Yalnız -paş parmağı yanındaki iki parmağiyle (şahâdet ve orta parmaklariyle) işâret ederek- şu kadarı müstesnâ demiştir. (32) Hadis

TENİ GÖSTEREN
ELBİSE GİYMEK

  • Dihye el-Kelbî  (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a (Mısır'dan), (beyaz renkli ve ince olan) kubâtî kumaşlar getirilmişti. Bana ondan bir kupon verdi ve:
  • "Bunu ikiye böl, bir parçayı kendine kamis yap, diğerini hanımına ver. Bununla kendine bürgü yapsın!" buyurdular. (Ayrılmak üzere Dıhye) geri dönünce:
  • "Hanımına söyle, bunun altına bir  astar koysun da bedenini vasfetmesin!" buyurdular." [Ebu Davud,
  • AÇIKLAMA:
  • Kubâtî, kıbtî kelimesinden gelir. Kıptî, Mısır'ın yerli halkına verilen isimdir. Kopt da denir. Kubâtî, Mısır'da koptlar tarafından imal edilip, hariç memleketlerde pazarlanan bir kumaş nevidi. Hadis bu kumaşın beyaz ve ince olduğunu, giyen kimsenin bedenini gösterdiğini belirtmektedir. Bu sebeple Aleyhissalâtu vesselâm bunu giyecek kimsenin alta, astar dediğimiz bir başka kumaş koymasını emreder. Bu emir iki ayrı mahzuru bertaraf etmeye matuf olabilir:
  • a) Kumaşın teni göstermesi,
  • b) Vücud hatlarını göstermesi. Dinimiz, vücud hatlarını gösterecek darlık ve incelikte olan  elbiselerin giyilmesini tecviz etmemiştir.
  • İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ), evinde iken de cilbabesini (başörtüsünü) fazilet ümidiyle üzerinden hiç çıkarmazdı."

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ BARDAKOĞLU: 

‘Dinimizde el ve yüz hariç örtünme prensibi vardır’


Diyaten İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, CNN Türk’te katıldığı “Eğirisi Doğrusu” programında şunları söyledi: “14 asırdır Müslümanlar kadınların başını örtmesini dini gereklilik olarak görmüştür. Bu çok nettir. Kuran’dan, peygamberin uygulamalarından ve Müslümanların bunları anlayış tarzıyla bu böyle oluşmuştur. Ancak bir insanın Müslüman sayılması için Allah’a inanması da yeterlidir. Anadolu Müslümanlığında, kimse kimsenin dindarlığını yargılmaz.”

Şalvar ve çarşaf gereklilik değil

Bardakoğlu şöyle devam etti: “Dinimiz sadece kadınların elleri ve yüzleri hariç örtünmeleri prensibini koymuştur. Şalvar ve çarşaf dini gereklilik değildir. Bu insanların estetik duygularıyla, şehirleşmesiyle ilgili.”

Prf.dr. Süleyman ATEŞ

  • SORU: Dinimin gereklerini yerine getirmeye çalışan biriyim. Ancak baş örtüsü konusunda Kur’ân’da çok açık bir madde bulamadım. “Khimâr” kelimesinin başımızın mutlaka örtülmesi konusunu kapsayıp kapsamadığı hususunda tereddüt içerisindeyim. Saçımızın kapatılmasıyla ilgili dinimizde kesin bir hüküm veya bir hadis var mı? (Güzin Girgin). Aynı konuda yazan bir başka okurum Mustafa Doğan da Özdemir İnce’nin bir yazısına dikkat çekerek diyor ki: “Mustafa Sağ adındaki kişinin Nur Suresi’nin 31’inci ayetini tercümesinden söz eden Özdemir İnce, kendisinin sadece kamusal-toplumsal görevini yerine getirdiğini, gerisinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve İslâm âlimlerinin işi olduğunu belirtiyor. Çağımızın en büyük İslâm âlimlerinden biri olmakla kalmayıp Arapça’ya olan hakimiyetinizi de dikkate alarak bu konuyu size soruyorum. Mustafa Sağ’ın çevirisi doğru mu yanlış mı?”

    CEVAP: Gönderdiğiniz yazıyı okudum. Yazının sahibi eğer bir İslâm ülkesinde yaşasaydı “khimâr” kelimesini baş örtüsü diye yazacaktı. Ama burada kelimenin 1400 yıldan beri yerleşik terimsel anlamını düşünmeden istediği anlamı veriyor. 1.5 milyar Müslüman’ın inancıyla oynamak ayıptır. Herkes cahil, yanılmış, sadece bu zat doğruyu bulmuş öyle mi? Siz örtü kullanırsınız veya kullanmazsınız o sizin seçiminiz. Ama 1400 yıl önce kadınların başı açık dolaştıklarını söylemek tarihi bilgilere ters düşer. Baş örtüsü var ki Kur’ân “baş örtülerini göğüslerinin üstüne koysunlar” diyor. Yoksa “khimâr” kelimesini niçin kullansın? “Giysilerinin yakalarını kapatsınlar, yakası kapalı giysi giysinler” derdi.

    “Khimâr” esas itibariyle örtmek anlamına gelirse de dinsel örfte baş örtüsü anlamını kazanmıştır. Asırlar önce yazılmış Akhterî adlı Osmanlıca lügatta “kihmâr” sözcüğü, “Avretler (kadıların) başına sardığı bez” diye tanımlanmaktadır. İbn Manzur’un Lisanu’l-Arab’ında da “khimâr”ın baş örtüsü olduğu belirtilmektedir. Ünlü müfessir Kurtubî de “va’l-yadribne bi-khumurihinne alâ cuyûbihinne: Khimârlarını yaka yırtmaçlarının üstüne koysunlar” (Nur: 31) ayetinin tefsirinde “khimâr” sözcüğünün, kadınların başına örttükleri örtü olduğunu belirttikten sonra diyor ki: “O zamanda kadınlar baş örtülerinin uçlarını arkaya sarkıtırlardı. Yüce Allah, örtülerinin uçlarını yaka yırtmaçlarının yani göğüslerinin üstüne koymalarını buyurdu.”

Hazreti Ayşe, kadının yüzü ve elleri dışındaki kısmı örtmeleri gerektiğini söylemiş, Hz. Peygamber baldızı Esma’nın ince bir giysi giydiğini görünce, kadının yüzü ve ellerinden başka yerlerini de örtmesi gerektiğini buyurmuştur (Bkz. Kurtubî, Tefsir: 18/229-230). “Bu zamanda ben bunu kullanamıyorum, toplumsal şartlar buna engel” diyebilirsiniz. O mesele sizinle Allah arasında. Ama “baş örtüsü yoktur, Müslüman bilginler hep çarpıttılar” derseniz bu sav büyük cürettir, sırf birilerinin hoşuna gitsin diye söylenmiş bir sözdür. İslâm’ı bilen bir kimsenin hatta bir müsteşrikin (doğu bilimci) dahi bu savı kabul edeceğini sanmam.

1400 yıldan beri Müslüman kadınlar başlarını örterler. Siz Peygamber’in hanımlarının başı açık gezdiklerini mi düşünüyorsunuz? Bundan 50 yıl öncesine kadar analarımız, bacılarımız, kızlarımız hep başı örtülüydü. Bunlar hep yanlış mı yaptılar? Ayrıca Kur’ân kadınların, ziynetlerini yabancı erkeklere göstermemelerini de emrediyor. Saç kadının ziyneti değil mi? Eğer ziynet değilse niçin kadınlar hemen her hafta kuaföre gider, saçlarını türlü biçimlere sokarlar? Şunu bilin ki baş örtüsü Kur’ân’ın emri olduğu gibi İncil’in de Tevrat’ın da emridir. Hiç kimse kendi keyfi için dinin hükümlerini çarpıtmamalı. Baş örtüsü takmayacaksan takma ama inkâr etme. Çünkü inkâr vebaldir, günahtır.

Siz nasıl isterseniz öyle gezersiniz, özgürsünüz. Şunu her zaman belirtiyorum: Müslümanlık elbette sadece baş örtüsünden ibaret değildir. Baş örtüsü de Kur’ân’ın emirlerinden biridir. Ama ondan çok daha vurgulu emirler vardır. Mesela yalan söylememek, doğruluk, gıybet etmemek, kalbi kötü düşüncelerden, kinden nefretten korumak, kimsenin kusurunu araştırmamak, nefsi için istediğini başkası için de istemek gibi... Bunlar hep Kur’ân ve hadisin vurgulu emirleridir. Herhangi bir sebeple başını kapatmadı diye kadın dinden çıkmaz. Ancak “Kur’ân’da böyle bir şey yoktur” demek kanaatime göre büyük yanlıştır. “Var ama ben bunu uygulayamıyorum” derseniz o sizinle Allah arasındadır. Başınızı örtmeseniz de elinizden geldiğince Kur’ân’ın doğruluk, dürüstlük, dedikodudan uzak durma, kalbi kötü düşüncelerden koruma, haksızlıktan uzak durma gibi vurgulu emirlerini uygulamaya çalışın. Bunlar sizin uhrevi kurtuluşunuza yardım eder.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ
FETVALARI

  • 03.2.1993 TARİH VE 6 NOLU KARARI
  • 30.12.1980 TARİHLİ 77 NOLU KARARI
  • HER İKİ KARARDA DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU TARAFINDAN ALINMIŞTIR.
  • HER İKİ KARARDA DA ÖNCEKİ SAYFALARDAKİ DELİLLER GÖSTERİLEREK İSLAMDA TESETTÜRÜN OLDUĞUNU BUNUN,KİTAP, SÜNNET VE İCMA İLE 1400 YILDIR KABUL EDİLİP UYGULANMAKTA BUNUN DIŞINDAKİ BEYANLAR LİYAKATSİZ VE HASİMANE TAVIRLARDIR.

AÇIKLAMA

  • Ziynetten ne kasdediliyor.
  • Beden, Giysiler,(İÇ ELBİSESİ) Takılar.
  • Ayakların yere vurulması neden yasaklanıyor.;AYAK BİLEĞİ TAKILARIBİLİNMESİN VE DİKKAT ÇEKİLMESİN
  • Cilbab nedir:DIŞ ELBİSE YAŞLI KADINLAR ÇIKARABİLİR
  • MAHREM KİM:KADININ ÜZERİNE NİKAH DÜŞMEYEN KİMSELER
  • İç elbise: EV İÇERİSİNDE GİYİLEN ELBİSE (MAHREMLERİN YANINDA)
  • “Baş örtülerini yakaları üzerine koysunlar”
  • Hamdi Yazır
  • Diyanet Vakfı
  • Diyanet İşleri
  • Ömer Nasuhi bilmen
  • Süleyman Ateş
  • “Kendiliğinden görünen kısımlar hariç”: EL VE YÜZ

 

DÜNYA HAYATININ
ZİYNETİNİ İSTİYORSALAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey peygamber! Hanımlarına şöyle söyle: "Eğer dünya hayatını ve ziynetini istiyorsanız, haydi gelin, sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim.33/28

AHİRET YURDUNU İSTİYORSANIZ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır.33/29

KİM SAYGISIZLIK
EDERSE

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey peygamberin hanımları! sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanır. Bu Allah'a göre çok kolaydır.33/30

Yine sizden her kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eğer, salih bir amel işlerse, ona da mükâfatını iki kat veririz. Hem onun için bol bir rızık hazırlamışızdır.33/31

DİĞER KADINLAR
GİBİ DEĞİLSİNİZ KONUŞURKEN KIRITMAYIN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey peygamberin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın da kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamaha düşmesin. Güzel ve dosdoğru söz söyleyin. 33/32

VAKARINIZLA EVLERİNİZDE DURUN SÜSLENİP DIŞARI ÇIKMAYIN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Hem vakarınızla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde olduğu gibi süslenip çıkmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin. Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor. 33/33

Oturun da evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti anın. Şüphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her şeyden haberdardır. 33/34

AİLE MAHREMİYETİ

EVLERE HABERSİZ
 GİRMEMEK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır. 33/53

Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir. 33/54

HABERSİZ EVİMİZE GELEBİLECEKLER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Onlar (peygamberin eşleri) için babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (kadın dostları) ve sahip oldukları köleleri hakkında bir günah yoktur. Bununla beraber (ey Peygamberin hanımları) Allah'tan korkun. Çünkü Allah her şeye şahit bulunuyor. 33/55

EVLERE GİRİŞ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. Herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız. 24/27

Orada kimse bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranıştır. Allah, yaptığınızı bilir.24/28

İçinde kendinize ait bir şeylerin bulunduğu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir sakınca yoktur. Allah, sizin açığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir.24/29

Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. 2/189.

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in de böyle hareket ettiği belirtilir. "Kim, bir başkasının evine ıttılâ peydâ ederken gözü çıkarılır da diyet için mürâcaat etmeye kalkarsa bilsin ki hiçbir hak talep etmeye hakkı yoktur"

 

PEYGANBER
 EŞLERİNDE SINIRLAMA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 33/50

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır. 33/51

Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.33/52

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

EŞLER ARASI İLİŞKİLER

Kadınlarınız, sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın. Allah'tan korkun ve bilin ki siz mutlaka O'nun huzuruna varacaksınız. Ey Muhammed, müminleri müjdele! 2/223

Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir.66/1

Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. 66/2

AİLE SIRRINI
 İFŞA ETME

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: "Bunu sana kim söyledi?" dedi. Peygamber "Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi." dedi.66/3

Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. 66/4

YATAK ODASINA
GİRİŞ ZAMANLARI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz.) İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 24/58

Sizden olan çocuklarınız erginlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi, onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 24/59

FUHŞA
ZORLAMAYIN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

- Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir. 24/32

Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir 24/33

 

AİLE GEÇİMSİZLİĞİ:

GEÇİMSİZLİĞİNDEN KORKTUĞUNUZ HANIMLAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

 “…Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.” 4/35

KOCANIN
GEÇİMSİZLİĞİNDE

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 4/128

ADİL OLMAYA
GAYRET ET

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlarınız arasında her yönden adaletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. 4/129

ARABULUCU HAKEM TAYIN EDİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır. 4/35

İFTİRA

İFFETLİ KADIN VE ERKEKLERE İFTİRA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 33/58

İFFETLİ
KADINLARA İFTİRA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.24/4

Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.24/5

PEYGANBER HANIMINA İFTİRA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ya Allah'ın size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu.)? 24/10

Haberiniz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır. 24/11

İFTİRADIR
DEMELERİ GEREKİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? 24/12

İSPAT ETMELERİ
GEREKMEZ MİYDİ?

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

 (Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler. 24/13

İFTİRAYI ÖNEMSİZ SANIYORSUNUZ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.24/14

Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur. 24/15

Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeli değil miydiniz? 24/16

Eğer inanmış insanlarsanız, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarıyor.24/17

EŞİNE ZİNA İSNATIN DA
BULUNAN VE KENDİLERİNİ TEMİZE
ÇIKARMAK İÇİN YEMİN ETSİNLER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir.24/6

Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.24/7

Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi,24/8

Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır 24/9

İFTİRA EDEN
LANETLENİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardır. 24/23

O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir. 24/24

O gün Allah onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar Allah'ın gerçek olduğunu anlayacaklar.24/25

EVLİLİKTE YASAK İLİŞKİ ZİNA

MÜMİNLERE
ZİNA HARAMDIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır. 24/3

ŞEYTANIN ADIMLARINI
TAKİP ETMEYİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ve Allah âyetlerini size açıklıyor. Allah, (işin iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.24/18

İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.24/19

Ya sizin üstünüze Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı; Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (haliniz nice olurdu)? 24/20

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, şunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkmazdı. Fakat Allah, dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.24/21

EŞCİNSELLER

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin. 4/15

 Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.4/16

ZİNAYI
CEZALANDIRMA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. 24/2

ZİNA EDEN ERKEK VE KADINLAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. 24/2

Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.24/3

ALLAH TEVBENİZİ KABUL ETMEK İSTİYOR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 4/26

ŞEHVETLERİNE UYANLAR SİZİN SAPMANIZI İSTİYOR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar. 4/27

İNSAN SABIR VE TAHAMMÜLDE ZAYIF YARATILMIŞTIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır. 4/28

BOŞANMA

RIZIK VEREN
ALLAH MUHTAÇ BIRAKMAZ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer karı-koca birbirlerinden ayrılacak olurlarsa, Allah, onların her birini geniş lutfuyla muhtaç bırakmaz. Allah'ın lutfu geniştir, hikmeti büyüktür. 4/130

BOŞANMA RIZALAŞARAK

GÜZELLİKLE AYRIL

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün. Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir. 2/231

BAŞKASIYLA EVLENMESİNE ENGEL OLMA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz. 2/232

İDDET SONRASI KADINLARIN EVLENMESİNİ ENGELLEMEYİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz. 2/222

KADININ İDDETİ BİTMEYİNCE NİKAHA AZMETME

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız. Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır. 2/235

İDDET MÜDDETİNCE
DIŞARI ÇIKMASINLAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir. 65/1

İDDET SÜRESİ
BİTİNCE GÜZELLİKLE AYRIL

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Sürelerinin sonuna vardıklarında onları güzelce tutun, yahut güzellikle onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın. İşte Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır. 65/2

İDDET SÜRESİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.65/4

İDDET SONRASI RIZIK ENDİŞESİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. 65/3

KİM ALLAH’TAN KORKARSA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür. 65/5

İDDET MÜDDETİNCE NAFAKALARINI VERİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştırmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Şayet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin. Sonra sizin için emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup danışın. Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir. 65/6

EKONOMİK DURUMUNUZA GÖRE VERİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır 65/7

BOŞANMA DOĞACAK
 ÇOCUĞUN SAKLANMASI
HELAL DEĞİLDİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa gizlemezler. Kocaları da, barışmak istedikleri takdirde o süre içersinde onları geri almaya daha layıktırlar. O kadınların, üzerlerindeki meşru hak gibi, kendilerinin de hakları vardır. Yalnız erkekler için, onların üzerinde bir derece vardır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 2/228

ÇOCUĞUN BESLENMESİ BABAYA AİTTİR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur. Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür. 2/233

 

KOCASINA KÖTÜ DAVRANAN KADINLARA UYARI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.66/5

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.66/6

DOKUNMADAN
 BOŞANMA DA İDDET

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal müt'alarını (mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal) verip onları güzel bir şekilde salıverin. 33/49

DOKUNMADAN BOŞAMADA KADINI

HALİNİZE GÖRE MEMNUN EDİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur. Şu kadar ki onlara (mal verip) faydalandırın. Eli geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır. Bu, iyilik yapanlar üzerine bir borçtur. 2/236

DOKUNMADAN BOŞANMADA
MEHİR HAKKI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ey erkekler! sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız hakkiyle görür. 2/237

BOŞANMA DA
VERDİĞİNİZ MEHRİ
 GERİ ALMAYIN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer bir eşi bırakıp da yerine diğer bir eş almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın. O malı bir iftira ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız?4/20

Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?4/21

BOŞANMA
KARARINDAN GERİ DÖNÜŞ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlarından îlâ edenler (onlara yaklaşmamaya yemin edenler) için dört ay beklemek vardır. Eğer bu yeminlerinden dönerlerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 2/226

Yok eğer boşamaya karar vermişlerse, şüphesiz ki Allah söylediklerini işitir, kurduklarını bilir. 2/227

BOŞANMADA
TALAK İKİ DEFADIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Boşamak (talak) iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz. Ancak Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka. Eğer siz de bunların, Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın çizdiği hudududur. Sakın bunları aşmayın, Her kim Allah'ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerdir. 2/229

ÜÇÜNCÜ TALAKTA BOŞANMA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Eğer kadını bir daha boşarsa, bundan sonra artık başka bir kocaya varıncaya kadar ona helâl olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın hududunu sağlam tutacaklarını ümid ettikleri takdirde öncekilerin birbirlerine dönmelerinde her ikisine de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor. 2/230

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ciddi bir sebep olmadan, kocasından hul' yoluyla boşanan kadın, cennetin kokusunu alamaz." [Tirmizî,Talâk 11, (1186, 1187); Ebû Dâvud, Talâk 18, (2226); Nesâî, Talâk 34, (6, 168). Ebû Dâvud'un bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Hangi kadın zevcesinden boşanma taleb ederse..." Ebû Hüreyre'nin Nesâî'de gelen bir rivayetinde: "Kocasından hul' suretiyle boşanan kadınlar (günahça) münâfıklar gibidir" buyurulmuştur

Abbâs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Sâbit İbnu Kays İbni Şemmâs (radıyallâhu anh)'ın hanımı Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e gelerek:

"Ben Sâbit'i ahlâk ve diyanetinden dolayı itab etmiyorum. Ancak İslâm'da küfre düşmekten korkuyorum -bu sözüyle nefret ettiğini söylemek istedi-" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"(Mehir olarak aldığın) bahçesini iade eder misin?" diye sordu. Kadın:

"Evet!" deyince, Sâbit'e:

"Bahçeyi al ve onu boşa!" dedi.

Nâfi, Safiyye (radıyallâhu anhâ)'nin bir azadlısından rivayet etmiştir: "Safiyye, kendine ait ne varsa hepsini vermek karşılığında kocasından ayrılmıştır da İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) bunu yadırgamamıştır."

 

EVLATLIK EDİNME

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamıştır. Kendilerinden zıhar yaptığınız eşlerinizi analarınız kılmamıştır. Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır. O sizin ağzınızdaki lafınızdır. Allah ise hakkı söylüyor ve doğru yolu gösteriyor. 33/4

Onları (evlatlıkları) babaları adına çağırın. Allah yanında o daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiğinde vardır. Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.33/5

PEYGANBERİMİZİN
ZEYİD (R.A) BOŞADIĞI HANIMIYLA EVLENMESİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir. 33/37

Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah'ın sünneti böyledir. Allah'ın emri ise biçilmiş bir kaderdir.33/38

KOCASI ÖLEN KADININ BEKLEME SÜRESİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. 2/234

ÖLÜM SONRASI KADININ NAFAKASI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

İçinizden hanımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 2/240

Boşanmış kadınlar için de meşru ve geleneğe uygun şekilde bir meta'(intifa hakkı) vardır ki verilmesi, Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur. 2/241

İSLAMDA MİRAS

ÇOCUKSUZ KİMSENİN MİRASI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelâle (babasız ve çocuksuz kimse) nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nundur. Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa, erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir 4/176

ANA VE BABA VE AKRABALARIN ÖLÜMÜNDE BIRAKTIKLARINDA ERKEK VE KADIN VARİSLERE MİRAS HAKKI VARDIR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ana, baba ve akrabaların miras olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır. Kadınların da ana, baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kılınmış bir hissedir. 4/7

YAKIN AKRABAYA MİRASTAN PAY

Yakın akrabalar, yetimler ve yoksullar taksimde ha-zır bulundukları zaman onları ondan rızıklandırın ve onlara güzel söz söyleyin.NİSA 8

(Mirasta hissesi olmayan yakın akrabalar, yetimler ve yoksullar, miras taksiminde hazır bulundukları zaman onları mirastan az da olsa rızıklandırın ve onlara gönül alıcı, güzel söz söyleyin. Bu şekilde davranmak İslam kardeşliği açısından iyidir.

9) Arkalarında kendileri hakkında endişe edecekleri za-yıf çocuklar bırakacak olanlar korksunlar. Allah’tan sa-kınsınlar da doğru söz söylesinler.

Öldüklerinde arkalarında gelecekleri hakkında endişe edecekleri zayıf ve güçsüz çocuklar bırakacak olanlar, yetimlerin geleceği için de aynı şekilde korksunlar. Allah’ın azabından sakınsınlar da doğru söz söylesinler, yetimleri eğitecek, terbiye edecek, düzeltecek söz söylesinler. Onları üzecek ve kıracak sözlerden kaçınsınlar. Onlara zulmetmesinler. Onların maslahatını kendi maslahatlarının önüne geçirsinler. Aynı şekilde ölmek üzere olan kişiyi ziyaret edenler, miras taksimi esnasında bir haksızlık görürlerse onu düzeltsinler. Miras dağıtımı esnasında miras düşmeyen yakın akrabalara, yetimlere ve miskinlere az da olsa gönüllerini almak için infakta bulunun. Allah’tan korktuğu için insanlara haksızlık yapmayan kimselere Allah yardım eder ve geriye bıraktıkları çocuklarını korur, onları muhafaza edecek kimselerin vesayetine sokar. İnsanlara, özellikle de zayıf ve yetimlere haksızlık yapan kişiye Allah yardım etmez, onun çocuklarını korumaz. Böyle kimselerin çocuklarını, aynı kendisi gibi zalim kimselerin eline bırakır

10) Muhakkak ki yetimlerin mallarını haksızlıkla yi-yenler ancak karınlarında ateş yemiş olurlar ve yakında alevli bir ateşe gireceklerdir.

 

 

MİRAS TAKSİMİ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah alîmdir, hakîmdir. 4/11

Eğer hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Şâyet bir çocukları varsa o zaman mirasın dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır. Şâyet çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır. Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eğer ölen bir erkek veya kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak (yan koldan) mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir. Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafından bir emirdir. Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır. 4/12

İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur 4/13

  • Kim Allah'a ve Peygamberine baş kaldırır ve yasalarını aşarsa, onu, temelli kalacağı cehenneme sokar. Alçaltıcı azab onadır.* 4/14.
  •  

 

ZORLA VARİS OLMAK İÇİN KÖTÜLÜK YAPMAK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir. Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur. 4/19

ALLAH’IN SİZE VERMEDİĞİNİ
TEMENNİ ETMEYİN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Bir de Allah'ın bazınıza, diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin. Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardır. Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır. İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her şeyi hakkıyla bilendir. 4/32

YETİMLERİN MİRAS HAKKI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah'ın sizi koruyucu kılmış olduğu mallarınızı, beyinsizlere vermeyin, kendilerini bunların geliriyle rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. 4/5.
Yetimleri, evlenme çağına gelene kadar deneyin; onlarda olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan, iffetli olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, yanlarında şahid bulundurun. Hesap sormak için Allah yeter. 4/6.

Taksimde, yakınlar, yetimler ve düşkünler bulunursa, ondan onlara da verin, güzel sözler söyleyin. 4/8.
Arkalarında cılız çocuklar bıraktıkları takdirde, bundan endişe edecek olanlar, haksızlık yapmaktan korksunlar; dürüst söz söylesinler. 4/9.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar, zaten onlar çılgın aleve atılacaklardır.* 4/10.

 

 (Erkek ve kadından) her biri için, ana, baba ve akrabanın bıraktığından (hisselerini alacak olan) vârisler kıldık. Yeminlerinizin bağladığı kimselere de paylarını verin. Çünkü Allah her şeyi görmektedir. 4/33.
AÇIKLAMA
“Yeminlerin bağladığı kimseler” cahiliye devrinde adet olan bir nevi mukaveleli mirasçılar olup, başka bir ayetle (Enfal 8/75) hükmü kaldırılmıştır. Bir başka anlayışa göre bunlardan maksat eşlerdir ve ayet neshedilmemiştir.

Sonradan iman eden ve hicret edip de sizinle beraber cihad edenler de sizdendir. Allah'ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (vâris olmağa) daha uygundur. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir. 8/75.
AÇIKLAMA
Dolayısıyla kimin kime varis olacağını O daha iyi bilir. Bu ayet inince nesep yolu ile akraba olmayanlar birbirlerine varis olamadılar.

ADALETLE DAVRANMA

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor: Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlanmayı istemediğiniz öksüz kızlar ve zavallı çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmanız hakkında Kitap'ta size okunan âyetler vardır. Sizin her yaptığınız iyiliği, muhakkak Allah bilir. 4/127

 

Üsâme İbnu Zeyd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki:

"Müslüman kimse kafir kimseye varis olamaz; kâfir de Müslümana varis olamaz."

İbnu Amr İbni'l-As ve Hz. Cabir (radıyallahu anhüm) anlatıyorlar: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İki farklı din mensupları birbirlerine varis olamazlar."

Hz. Üsâme (radıyallahu anh)'ın anlattığına göre [haccı sırasında Aleyhissalâtu vesselâm'a] denmiştir ki:

"Ey Allah'ın Resûlü! Yarın nereye  ineceksin, Mekke'deki evine mi?""Akil bize evbark bıraktı mı ki?" buyurdular.

“Akil ile Talip, Ebu Talib'e varis olmuşlardı. Ne Ali  ne de Cafer (radıyallahu anhüma) ona varis olamamışlardı. Çünkü bu ikisi Müslüman idiler. Akil ve Talib ise kafirdiler."

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

 "Katil varis olamaz."

  • Amr İbnu Şuayb, an ebihi an ceddihi tarikiyle anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
  • "Hür veya cariye bir kadınla kim zina yaparsa, bundan hasıl olacak çocuk veled-i zinadır, ne o babasına, ne de babası ona varis olamaz."
  • İmrân İbnu Husayn (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir adam gelerek: "Oğlumun oğlu vefat etti. Ondan miras hakkım nedir?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
  • "Sana altıda biri var!" buyurdu. Adam dönüp gidince geri çağırdı ve:
  • "Sana diğer bir altıda bir daha var!" buyurdu. Adam dönüp gidince tekrar çağırdı ve:
  • "Diğer altıda bir, (hak değil) fazladan bir ikramdır!" buyurdu." [Ebu Davud, Feraiz 6, (2896); Tirmizî, Feraiz 9, (2100).]
  • Ebu Davud der ki: "Katade şunu söyledi: "(Sahabe, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bu kimseyi, başka) hangi varisler olduğu halde varis kıldığını bilmiyor." Katâde devamla der ki: "Dedenin tevarüs ettiği en az miktar, altıda birdir."

Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), büyükanneye, önünde, (ölenin) anne(si) olmadığı takdirde, altıda bir pay koydu."

İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "(Cahiliye devrinde ölen babanın) malı oğluna kalırdı. Vasiyet de valideyn için yapılırTdı. Allah Teala hazretleri bundan dilediği kısmı neshedip erkeğin hissesini kadının hissesinin iki misli kıldı, ebeveynden herbiri için (eğer çocuk varsa) altıda bir, üçte bir kıldı. Kadına (çocuk varsa) dörtte bir kıldı. Zevc'e, (çocuk yoksa) yarı, (çocuk varsa) dörtte bir  miras payı kıldı

Amr İbnu'l-Haris el-Huzâî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  (öldüğü vakit geride) ne dinar, ne dirhem, ne öle, ne cariye ne de başka bir şey bıraktı. Onun bıraktıkları beyaz katırı, silahı ve yakınları için tasadduk ettiği bir tarladan ibaretti."

Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (öldüğü vakit) ne dinar, ne dirhem, ne koyun ve ne de deve bıraktı. Hiçbir vasiyette de bulunmadı."

İNKARCI PEYGANBER KADINLARI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!" denildi. 66/10

MÜMİN OLAN
MÜŞRİK HANIMLARI

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Allah, inananlara da Firavun'un karısını örnek gösterdi. O şöyle demişti: "Rabbim! Bana yanında cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Ve beni şu zalim toplumdan kurtar!" 66/11

İRZINI KORUYAN
 KADINLARA ÖRNEK

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi. 66/12

HADDİNİ
 AŞMAYANLAR

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler. 70/32

Şahitliklerinde dürüsttürler. 70/33

Namazlarına devam ederler.70/34

İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar. 70/35



3943 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın