İLGİLİ HADİSLERZEKAT,[1] SADAKA[2] VE İYİLİK BÖLÜMÜ ﴿ كِتَابُ الزَّكَاةِ وَالصَّدَقَةِ وَالْمَعْرُوفِ ﴾ - “Bir yıl geçmedikçe malda zekat yoktur”[3] Suyûtî (ö. 1. Hz. Ali 2. Hz. Aişe 3. Enes 4. Abdullah ibn Ömer 5. Ümmü Sa’d el-Ensârî (Derim ki:) Ben, bu kadar kişiyle hadisin mütevatir olduğu kanaatine vardım. a. Hz. Ali Hadisinin, merfu’ ve mevkuf olup olmadığı hususunda ögrüş ayrılığı vardır. b. Abdullah ibn Ömer Hadisi de bu şekildedir; çünkü hadisin ravileri içerisinde İsmail b. Ayyâş vardır. Şam halkının dışında kalanlar, bu kişinin rivayet ettiği hadisi, zayıf kabul etmişlerdir. c. Enes Hadisi. Bu hadisin ravileri içerisinde Hassân ibn Seyyâh vardır. Bu şahıs, gerçekten münkiru’l-hadis’tir. İbn Adiy (ö. d. Hz. Aişe Hadisi. Bu hadisin ravileri içerisinde Hârise b. Ebi er-Ricâl vardır. Bu şahıs, zayıftır. İmam Ahmed ile Yahyâ, bu şahsın naklettiği rivayetleri terk etmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için Hafız İbn Hacer (ö. * * * - “Sadakanın, Haşim oğullarının kendilerine haram olması gibi, Haşim oğullarının azadlılarına da haram olması”[4] ile ilgili hadis-ler Bu hadis, şu yollardan gelmiştir: 1. Abdullah ibn Abbâs 2. Ebu Râfi’[5] 3. Hürmüz yada Keysân[6] ve daha bir çokları[7] Hâkim (ö. Tahâvî (ö. Münâvî (ö. * * * - “Bir hurmanın yarısı bile olsa, (kendinizi) Cehennem ateşinden koruyunuz”[10] Suyûtî (ö. 1. Adiy b. Hâtim 2. Abdullah ibn Mes’ud 3. Hz. Aişe 4. Hz. Ebu Bekr 5. Enes 6. Nu’mân b. Beşîr 7. Ebu Hureyre 8. Abdullah ibn Abbâs 9. Ebu Ümâme 10. Abdullah ibn Mahrame 11. Fudâle b. Ubeyd 12. Abdullah ibn Ömer 13. Urve ibnu’z-Zübeyr (mürsel olarak) 14. Katâde 15. Hasan (mürsel olarak) (Derim ki:) a. (Münâvî) “Teysîr”de bu hadisin, mütevatir olduğunu söylemiştir. b. Yine (Münâvî) “Feyzu’l-Kadîr”de Suyûtî (ö. c. Şeyh Murtaza ez-Zebîdî (ö. - “(Yapılan) her iyilik, bir sadakadır”[11] Suyûtî (ö. 1. Câbir b. Abdullah 2. Huzeyfe 3. Abdullah Yezîd el-Hutami 4. Abdullah ibn Mes’ud 5. Nübeyt b. Şerît 6. Ebu Mes’ud el-Ensârî 7. Sâbit’in babası 8. Ebu Mâlik el-Eşcaî’nin babası Toplam, (Derim ki:) Bu hadis, şu yollardan da gelmiştir: 9. Bilâl 10. Abdullah ibn Abbâs 11. Abdullah ibn Ömer 12. Adiy b. Hâtim 13. Ebu Umâme el-Bâhilî 14. Hz. Aişe a. Arif el-Kaşşâşî, bazı kitaplarında, bu hadisin, mütevatir olduğunu söylemiştir. b. Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö. Yine de doğruyu en iyi bilen Cenab-ı Allah’tır. * * * [1] “Zekat” kelimesi, sözlükte; büyüme, artma, temizlenme gibi anlamlara gelir. Terim olarak ise; üzerinden bir yıl geçmiş nisap miktarı maldan bir kısmını Hâşimi ve Muttalibî olmayan bir fakire ve benzerine vermektir. Zekatın ne zaman farz kılındığı hususu tartışmalıdır. [2] Sadaka, dini bir terim olarak bir çok manada kullanılmıştır. Sadakanın içerisine; zekat, fıtır sadakası ve nafile olarak yapılan her çeşit maddi bağışlar girmektedir. Yapılan her hayr amelinin dinen sadaka sayılabilmesi Kur’an, farz ve nafile bütün çeşitlerine şamil olarak, sadakanın nerelere verileceğini Tevbe: [3] Zekatın rüknü, ihlastır. Şart ve sebebi, üzerinden bir yıl geçen mala sahip olmaktır. Bu mala sahip olanın da Müslüman, akıllı, ergenlik çağına girmiş ve hür olması lazımdır. İhlas, Allah rızası için vermektir. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Ebu Dâvud, Zekat [4] Hz. Peygamber (s.a.v)’e, farz olan zekat ile nafile olan sadaka haramdı. Hatta Hz. Peygamber (s.a.v)’in kendisine bir yiyecek gelince, bu hediye mi, yoksa sadaka mı diye sorup “Hediyedir!” denirse, kabul edip, “Sadakadır!” denirse kabul etmediği; kabul etse bile, kendisi faydalanmayıp Ashab-ı Suffe’ye gönderdiği herkesçe bilinen bir husustur. Bazı alimler, Haşimoğullarına , sadaka almanın haram olduğuna dair icma bulunduğunu söylemişlerdir. Bunun yanı sıra Resulullah (s.a.v)’in, sadaka almasının haram olup olmadığı hususunda alimlerin ihtilaf ettiğini ileri sürenler de olmuştur. Buradaki ihtilaf, haram olan hususun; zekat mı, yoksa nafile olan sadaka mı olduğu meselesidir. Bu konuda mezhepler arası ve Hanefi mezhebi içinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Ebu Yusuf’a göre; Haşim oğullarının, başkalarından zekat almaları haramdır. Fakat birbirlerine zekat vermeleri helaldir. Haşimoğulları; Hz. Ali, Abbâs, Ca’fer, Akîl, Hâris b. Abdulmuttalib kollarına ayrılmaktadır. Haşimoğullarına sadakanın haram kılınmasının sebebi; sadakanın, insanların günahlarının karışması sebebiyle bunları b u günahlardan tenzih etmek içindir. Yalnız bu konu, bugün, teorik bir yapıya sahiptir. Belki bir zamanlar uygulanmış olabilir. Bugün kimin Haşimoğullarından olduğu meselesi, net ve açık değildir. Bir takım spekülatif bilgilere yada iddialara dayanarak bir sonuca gitmek, doğru bir husus olmasa gerek. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Ebu Dâvud, Zekat [5] Ebu Râfi’; Resulullah (s.a.v)’in azadlısıdır. [6] Hz. Ali’nin kızı Ümmü Gülsüm’ün azadlısıdır. [7] Bu konuda Ebu Hureyre, Enes, Abdullah ibn Amr, Abdurrahman b. Alkame, Muâviye b. Hayde, Abdulmuttalib b. Rebiâ, Selmân, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’den de rivayetler gelmiştir. [8] Azad edilmiş olan kölenin, azad eden aileden yada kavimden olması, hukuki bir durumdur. Çünkü azad edilen köle ile efendisi arasında oluşmuş hükmî bir akrabalık sözkonusudur. Bu hükmî akrabalık, tevarüs ve diyete katılma gibi karşılıklı bir kısım hak ve sorumluluklar getirir. Bu görüşe göre; Haşimoğullarının azadlılarına da sadaka haram olmaktadır. Bunun aksine haram olmadığını söyleyen alimler de vardır. [9] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, [10] İslam dininde imandan sonra ilk akla gelen iki rükünden birincisi, namaz; ikincisi de zekattır. Kur’an, “Namaz kılın” derken, ardından da “Zekatı verin” diye emreder. Zekatın namazla aynı doğrultuda emredilmesi, İslam dininin, sadece ahiret hayatı ve ibadetle meşğul olan bir din olmayıp bir medeniyet dini olduğunun, dünya hayatını ahiret hayatından, ahiret hayatının da dünya hayatından ayırmayan, ikisini bir mütalaa eden bir hayat ve devlet dinidir. Zekat vermek suretiyle, hem maddi ve hem de dünyevi hayatımız düzenlenecektir. Zekatla; zenginin malı günahtan, ruhu cimrilikten temizlediği gibi, fakirin de gönlü zengine ve dünyaya karşı kinden temizlenmiş olur. Böylece toplumun iki zümresi, sulha kavuşmuş olur. Dolayısıyla da bir müslümanın, az da olsa, bir hurmanın yarısı kadar bile sadaka vermesi, kendini cehennem kurtulmasını sağlar. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Zekat [11] “Sadaka” denilince, akla ilk gelen husus, maddi bağışlar yada yardımlardır. Halbuki Resulullah (s.a.v), iyilik sayılan her şeyin, sadaka olduğunu belirtmiştir. Yine Resulullah (s.a.v), bunun yanı sıra tesbih, tekbir, tebessüm gibi hususlarında sadaka olduğunu söylemiştir. O halde sadakayı, maddi yardımlar ile sınırlandırmayıp tam aksine sadakanın alanını daha da genişleterek tatlı bir söz, başkalarını rahatsız edici davranışlardan kaçınma gibi hususları da dahil etmek gerekmektedir. Böylece herkes, mutlaka bir sadaka da bulunma imkanına kavuşmuş olmaktadır. Buna göre maddi imkansızlık içinde bulunan yada muhtaç olan kimseler bile, iyilik yapmak suretiyle sadaka yapma imkanına kavuşmuş olmaktadırlar. Yalnız yapılan iyiliğin ibadet sayılabilmesi için, onun, iyi niyetle yapılmış olması gerekmektedir. Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Edeb |
878 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |